Prof. Dr. Aytekin Özşahin

Psikiyatri Uzmanı

Sosyal Bağlantılar

       

Kroki

Başlıca Psikiyatrik Bozukluklar

Depresyon: İlgi kaybı, zevk alamama, elem - keder, üzüntü, huzursuzluk, enerji kaybı, değersizlik, yoğunlaşamama, kararsızlık, uyku sorunları, ölüm düşünceleri gibi çökkünlük belirtileri giden bir tablodur. Depresyon günlük işlerin yürütülmesini ciddi biçimde etkiler, sosyal  çekilme, yalnız kalmayı tercih etme, eş ve arkadaşlardan uzaklaşma ya da ilişki sorunları yaşama şeklinde ortaya çıkabilir.

Her on erkekten birinin, her beş kadının birinin yaşamının herhangi bir döneminde depresyon geçirme olasılığı vardır. Soy geçmişinde depresyon öyküsü bulunan kişilerde depresyon geçirme olasılığı, normal nüfusa göre daha fazladır. Yoğun bir ruhsal sıkıntı içinde olan hastalar hayatı yaşamaya değer bulmayabilir, intihar planları yapabilir. Doğru ve uygun tedaviye yanıt yüksektir.

Panik Bozukluk: Panik bozukluğu, yineleyen panik atakları ile kendisini gösterir. Yineleyen beklenmedik panik atakları ile birlikte başka atakların da olabileceğine ilişkin sürekli bir kaygı (beklenti anksiyetesi) ile kendisini belli eder. Kişi, panik atağının kalp krizine neden olacağını düşünebilir, panik atağı sırasında aklını kaybetmekten korkabilir; bunlarla ilgili kaygı duyar ve ataklarla ilişkili davranış değişiklikleri gösterir. Panik atağı, aşağıdaki semptomlardan dördünün ya da daha fazlasının aniden başladığı ve 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaştığı yoğun bir korku ya da rahatsızlık duyma dönemidir:  

  • terleme, titreme, çarpıntı,
  • kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma
  • nefes darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma duyumları
  • soluğun kesilmesi
  • göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
  • bulantı ya da karın ağrısı
  • baş dönmesi, sersemlik hissi, bayılacakmış gibi olma
  • derealizasyon (gerçekdışılık) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma) hisleri
  • kontrolünü yitireceği ya da çıldıracağı korkusu
  • ölüm korkusu
  • paresteziler (uyuşma ve karıncalanmalar)
  • üşüme, ürperme, ya da ateş basması hisleri

Sıklıkla diğer psikiyatrik bozukluklar panik bozukluğuna eşlik eder. Fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu ve major depresyonun yanısıra alkol/madde kötüye kullanımı/bağımlılığı panik bozukluğu ile birlikte bulunabilir. Panik bozukluğunda intihar fikirleri de görülmektedir. İntihar, psikiyatrideki acil durumlardan biridir. Doğru ve uygun tedavi ile intiharı önlemek mümkündür.

Obsesif Kompulsif Bozukluk: Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) başlıca özelliği, obsesyonlar (saplantılar) ve kompulsiyonlardır (zorlantılardır). Halk arasında evham, takıntı , vesvese olarak ta adlandırılır. Obsesyonlar, kişinin aklından çıkartamadığı ve aklına gelmesine engel olamadığı, rahatsızlık ve sıkıntı veren, yani kaygı uyandıran ısrarlı düşünceler ya da görüntülerdir. Bu kaygı, günlük yaşam ile ilgili genel kaygılardan farklıdır. OKB’ de görülen tipik saplantılar kirlenme ve bulaşma  düşünceleri (‘ellerim kirli’) ya da bir işin yapılıp yapılmadığına dair duyulan ve kişiyi kontrole yönelten şüpheler, kuşkulardır (kapıyı kapattım mı’).

Kompulsiyonlar ise obsesyonların(saplantıların) yarattığı kaygıları gidermek için yapılan tekrarlayan hareketler, davranışlar ve düşünceler olarak tanımlanırlar. El yıkamak ve elektrik düğmelerini açıp kapayarak kontrol etmek gibi.

Sosyal Fobi: Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu endişesi duyulması, performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme ya da küçük düşme korkusunun yaşanması gibi belirtiler veren bir bozukluktur. Sosyal fobi ergenlik döneminde başlar ve başka insanlar tarafından incelenme korkusu şeklinde gelişir. Sosyal ortamlardan kaçınma davranışına sebep olur.

Diğer fobilerin aksine sosyal fobi kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülür. Bazı somut durumlarda ortaya çıkabilir (örneğin topluluk içinde yemek yeme, toplulukta konuşma veya karşı cinsle ilişkiler sırasında) veya aile çevresi dışındaki tüm sosyal ortamlarda ortaya çıkacak biçimde yaygın olabilir. Topluluk içinde kusma korkusu bulunabilir. Bazı hastalarda göz teması kurma güçlüğü yaşanabilir. Sosyal fobi genellikle düşük benlik saygısı ve eleştirilme korkusu ile birliktedir. Hasta yüz kızarması, el titremesi, terleme, çarpıntı, kekeleme, boğulma hissi, kontrolünü kaybetme, çıldırma hissi, bunaltı veya ani işeme hissi gibi yakınmalarla hekime başvurabilir ve bunaltıya bağlı olan bu belirtilerin esas sorun olduğunu düşünebilir. Bazen belirtiler bir panik nöbeti şiddetine ulaşabilir. Toplumdan kaçınma sıklıkla çok belirgindir ve ağır olgularda tam bir sosyal çekilmeye neden olabilir. Sosyal fobiye genellikle agorafobi ve depresyon da eşlik edebilir. Sosyal fobide bilişsel-davranışçı psikoterapiler ve sistematik duyarsızlaştırma psikoterapileri uygulanır. Ayrıca son yıllarda kullanılmaya başlanan ilaç tedavileri de çok olumlu sonuçlar vermektedir.

Diğer Fobik Bozukluklar: Fobi özgül bir obje, eylem ve durumdan kaçmaya zorlayan yoğun, yineleyen, mantıklı olmayan korkuları belirtir. Normal korkulardan yoğunluk, süre, mantık dışılık ve yeti kaybına neden oluşu ile ayrılır. Hastalar kedi, köpek, böcek gibi hayvanlardan, kan görmekten, yaralanmaktan veya sakatlanmaktan, doktor veya diş hekiminden, kapalı yerlerde kalmaktan, yükseklikten veya uçağa binmekten aşırı derecede korkabilirler. Agorafobi, özgül fobi ve sosyal fobi en yaygın olanlarıdır.  Depresif hastalarda, alkoliklerde ve kaçıngan kişilik bozukluğunda sosyal fobi oranı yüksektir. Kişinin sosyal ortamlarda veya beceri gerektiren etkinliklerin yapılması söz konusu olduğunda, utanç duyacağı durumlara düşme korkusuyla bu tür ortamlara girmekten çekinmesi sosyal fobi işaretidir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Kaygı, kontrol edilmesi zor olarak tanımlanmaktadır, zorlayıcıdır, kişinin önemli yaşam alanlarında engellenmelere neden olur; ve beraberinde sıklıkla kas gerginliği, huzursuzluk, sinirlilik, tepkisellik, uyumada güçlük gibi  belirtiler bulunur.  Birçok bedensel belirtiler eşlik edebilir.

Posttravmatik Stres Bozukluğu: Doğal afetler, terörist olayları, ciddi kazalar veya cinsel taciz ve tecavüz gibi olaylara maruz kalma yada tanık olma sonucunda ortaya çıkan bir  bozukluktur. Mağdurlar kabuslarında ve geçmişi hatırlayarak aynı olayları tekrar yaşar, uymakta güçlük çeker ve ortadan kaldırılmış, soyutlanmış gibi hissederler. Birçok olguda depresyon ve anksiyete belirtileri görülebilir.

Bipolar Bozukluk (İki uçlu mizaç bozukluğu, iki uçlu duygu durumu bozukluğu, manik depresif hastalık):  Bu grubun içinde psikotik bulguların yanında hastada manik veya depresif bulgularda eşlik eder. Manik dönemde, çok hareketli, neşeli veya öfkelidirler. Çok konuşurlar, kendilerini aşırı derecede iyi ve yüksek görürler; uyku azalmış cinsel istek ve enerji artmıştır. Çok dolaşır, çok para harcarlar. Bu tür psikotik belirtiler manik hecme ortadan kalkınca ortadan silinir. Hafif şekli ise "Hipomani"dir. Manik hecmenin tersi depresyondur. Affektif hastalıkta hastalar sırayla manik ve depresif dönemlere girebildikleri gibi bir yanı hafif geçirerek yada hiç geçirmeyerek yalnızca manik nöbet geçirebililer

Şizofreni: Şizofreni, kişinin duygu, düşünce ve davranışlarında önemli değişikliklere neden olan, belirtileri ve seyri kişiden kişiye değişiklik gösteren, hastaların bir kısmında iyileşmeyle, bir kısmında ise toplumsal ilişkiler ve entellektüel faaliyetlerde önemli kayıplara yol açan bir ruhsal rahatsızlık türüdür. Şizofreni kendisini insanın dış görünüşünde, konuşmasında, duygularını ifade etmesinde, davranışlarında, düşüncelerinde yaptığı değişiklikler ve bunların toplumsal yansımalarıyla belli eder. Her 100 kişiden 1’inde görülebilen ve hastaların büyük kısmında düzenli ve sürekli ilaç tedavisi ile önemli iyileşmeler elde edilebilir şizofreninin başlıca belirtileri şunlardır: